Yaşasın Süt Dişleri
• Süt dişlerinin görevlerinin başında beslenmenin sağlanması gelmektedir. Çürüğün erken dönemlerinde sadece beslenme sonrasında ağrı hisseden çocuk, çürüğün derinleştiği durumlarda devamlı ağrı duymaya başlayacaktır. Yemek sonrasında ağrı hisseden çocuk yemek yemek istemeyecek, bu sürecin de sonunda yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişim gerilikleri görülebilecektir.
• Ağızdaki çürük sayısının ve derinliğinin artması, ağız ortamındaki bakteri sayısının hızla artmasına yol açacaktır. Ağızdaki bakteri sayısının hızla artması da çürüksüz diğer dişler için önemli bir tehdittir.
• Çürük; dişlerin en dış tabakası olan mineden başlar ve dentin adı verilen daha derin tabakalara doğru ilerler. Çürüğün başlangıç evrelerinde dolgu işlemi tedavi için yeterliyken, daha derin çürüklerde amputasyon (dişin pulpasının bir kısmının alınması) veya kanal tedavisi (pulpanın tümünün çıkarılması) gibi uygulamalar gerekebilir. Bu da çocuğunuzun tedavi koltuğunda geçireceği süreyi ve tedaviye uyumunu etkileyecektir.
• Diş çürüğünün, dişin en derin tabakası olan pulpaya ulaştığı dönemde ise çocuğunuzun gece ağrıları başlayacaktır. Gece ağrıları çocuğunuzun düzenli ve deliksiz bir gece uykusu almasına engel olacak, bu da tıpkı yetersiz beslenme gibi çocuğunuzun gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir.
• Bazı aileler süt dişlerinin tedavi edilmesindense çekilmesi taraftarıdır. Buna gerekçe olarak da altlarından gelecek sürekli dişleri gösterirler. Oysaki altlarından gelen sürekli dişler için rehber olan süt dişlerinin erken kaybı sonrasında, komşu dişler çekim boşluğuna doğru yer değiştirir ve alttan gelecek sürekli dişin yeri kapanmış olur. Bu durum; sürekli dişlerin gömük kalmasına ya da çapraşıklığına neden olmaktadır.
• Süt dişlerinin son görevi de estetiğin sağlanmasıdır. Çocuklar için bunun önemli olmadığı düşünülse de ön dişlerinde çürükler olan veya dişleri olmayan çocuklar sıklıkla ağızlarını kapalı tutar ve konuşmak istemezler. Bu çocuklar gülümserken ağızlarını saklama eğilimi gösterirler, kahkaha atmaktan çekinirler. Bu durum onların özgüvenlerini ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkileyecektir.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, “nasıl olsa yerine yenileri gelecek” yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir.
Ortodontik açıdan süt dişlerinin önemi nedir?
Süt dişlerindeki çürüklerin ve süt dişlerinin zamanından önce çekilmesinin; ortodontik bozukluklara, daimi dişlerin çene kemiği içerisinde gömük kalmasına neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.
Süt dişleri, doğumdan sonraki 6. aydan itibaren belirli bir sırayla sürmeye başlarlar ve yaklaşık 2,5 yaşındaki bir çocukta tüm süt dişleri sürmüş olur. Alt ve üst çenede toplam 20 tane süt dişi, 6 yaşına kadar ağızda kalmaya devam eder. Bu dönemden 12 yaşına kadar tüm süt dişleri, sırayla yerlerini daimi dişlere bırakır. Bu değişim döneminde süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça önemlidir.
– Ortodontik bozuklukların oluşumunda süt dişlenme dönemindeki durumlar, tek başına sorumlu değildir. Ortodontik sorunlar, genetik olarak da anne-baba veya daha büyük aile üyelerinden çocuklara
geçebilmektedir. Bunun dışında, bebeklik döneminde anne sütüyle yetersiz beslenerek veya biberon ve yalancı emzik kullanımına yönelik yapılan yanlışlıklar; çocukluk dönemindeki parmak emme, dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla ortak çalışılmaktadır.
Çocuklarda Diş Bakımı Ne Zaman Başlamalıdır?
Ebeveynlerin çocuklarının ağız hijyenine ilk süt dişlerinin sürmeye başlamasından itibaren dikkat etmeleri gerekmektedir. Çok küçük bebeklerde dişler fırçalanamasa bile yemeklerden sonra bebeğin ağzına biraz su verilmeli ve dişlerin üstü temiz bir bez parçası ile silinmelidir. Dişlerin çıkmaya başlamasıyla beraber çocuğun eline diş fırçası verilip fırçayla oynaması sağlanmalıdır.
1 yaşından sonra bebeklerin dişlerini ebeveynler küçük diş fırçaları ile macunsuz yavaşça fırçalayabilirler. El kabiliyeti geliştiği zaman çocuğa diş fırçalama öğretilmeli ve özendirilmelidir.
Ebeveyn veya kardeşlerden biriyle beraber ayna karşısında fırçalama yapılmalı 8-9 yaşından önce çocukların ideal bir diş fırçalama yapması pek mümkün olmadığından fırçalama ebeveyn tarafından kontrol edilerek birlikte yapılmalıdır.
• Süt dişlerinin görevlerinin başında beslenmenin sağlanması gelmektedir. Çürüğün erken dönemlerinde sadece beslenme sonrasında ağrı hisseden çocuk, çürüğün derinleştiği durumlarda devamlı ağrı duymaya başlayacaktır. Yemek sonrasında ağrı hisseden çocuk yemek yemek istemeyecek, bu sürecin de sonunda yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişim gerilikleri görülebilecektir.
• Ağızdaki çürük sayısının ve derinliğinin artması, ağız ortamındaki bakteri sayısının hızla artmasına yol açacaktır. Ağızdaki bakteri sayısının hızla artması da çürüksüz diğer dişler için önemli bir tehdittir.
• Çürük; dişlerin en dış tabakası olan mineden başlar ve dentin adı verilen daha derin tabakalara doğru ilerler. Çürüğün başlangıç evrelerinde dolgu işlemi tedavi için yeterliyken, daha derin çürüklerde amputasyon (dişin pulpasının bir kısmının alınması) veya kanal tedavisi (pulpanın tümünün çıkarılması) gibi uygulamalar gerekebilir. Bu da çocuğunuzun tedavi koltuğunda geçireceği süreyi ve tedaviye uyumunu etkileyecektir.
• Diş çürüğünün, dişin en derin tabakası olan pulpaya ulaştığı dönemde ise çocuğunuzun gece ağrıları başlayacaktır. Gece ağrıları çocuğunuzun düzenli ve deliksiz bir gece uykusu almasına engel olacak, bu da tıpkı yetersiz beslenme gibi çocuğunuzun gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir.
• Bazı aileler süt dişlerinin tedavi edilmesindense çekilmesi taraftarıdır. Buna gerekçe olarak da altlarından gelecek sürekli dişleri gösterirler. Oysaki altlarından gelen sürekli dişler için rehber olan süt dişlerinin erken kaybı sonrasında, komşu dişler çekim boşluğuna doğru yer değiştirir ve alttan gelecek sürekli dişin yeri kapanmış olur. Bu durum; sürekli dişlerin gömük kalmasına ya da çapraşıklığına neden olmaktadır.
• Süt dişlerinin son görevi de estetiğin sağlanmasıdır. Çocuklar için bunun önemli olmadığı düşünülse de ön dişlerinde çürükler olan veya dişleri olmayan çocuklar sıklıkla ağızlarını kapalı tutar ve konuşmak istemezler. Bu çocuklar gülümserken ağızlarını saklama eğilimi gösterirler, kahkaha atmaktan çekinirler. Bu durum onların özgüvenlerini ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkileyecektir.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, “nasıl olsa yerine yenileri gelecek” yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir.
Ortodontik açıdan süt dişlerinin önemi nedir?
Süt dişlerindeki çürüklerin ve süt dişlerinin zamanından önce çekilmesinin; ortodontik bozukluklara, daimi dişlerin çene kemiği içerisinde gömük kalmasına neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.
Süt dişleri, doğumdan sonraki 6. aydan itibaren belirli bir sırayla sürmeye başlarlar ve yaklaşık 2,5 yaşındaki bir çocukta tüm süt dişleri sürmüş olur. Alt ve üst çenede toplam 20 tane süt dişi, 6 yaşına kadar ağızda kalmaya devam eder. Bu dönemden 12 yaşına kadar tüm süt dişleri, sırayla yerlerini daimi dişlere bırakır. Bu değişim döneminde süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça önemlidir.
– Ortodontik bozuklukların oluşumunda süt dişlenme dönemindeki durumlar, tek başına sorumlu değildir. Ortodontik sorunlar, genetik olarak da anne-baba veya daha büyük aile üyelerinden çocuklara
geçebilmektedir. Bunun dışında, bebeklik döneminde anne sütüyle yetersiz beslenerek veya biberon ve yalancı emzik kullanımına yönelik yapılan yanlışlıklar; çocukluk dönemindeki parmak emme, dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla ortak çalışılmaktadır.
Çocuklarda Diş Bakımı Ne Zaman Başlamalıdır?
Ebeveynlerin çocuklarının ağız hijyenine ilk süt dişlerinin sürmeye başlamasından itibaren dikkat etmeleri gerekmektedir. Çok küçük bebeklerde dişler fırçalanamasa bile yemeklerden sonra bebeğin ağzına biraz su verilmeli ve dişlerin üstü temiz bir bez parçası ile silinmelidir. Dişlerin çıkmaya başlamasıyla beraber çocuğun eline diş fırçası verilip fırçayla oynaması sağlanmalıdır.
1 yaşından sonra bebeklerin dişlerini ebeveynler küçük diş fırçaları ile macunsuz yavaşça fırçalayabilirler. El kabiliyeti geliştiği zaman çocuğa diş fırçalama öğretilmeli ve özendirilmelidir.
Ebeveyn veya kardeşlerden biriyle beraber ayna karşısında fırçalama yapılmalı 8-9 yaşından önce çocukların ideal bir diş fırçalama yapması pek mümkün olmadığından fırçalama ebeveyn tarafından kontrol edilerek birlikte yapılmalıdır.